Peri bacaları, ince uzun, kurak havzalardan ve kırgıbayır yüzeylerinden çıkan, vadi yamaçlarından inen sel sularının yeri aşındırmasıyla oluşan kaya oluşumudur.
Yıllar yıllar önce yanardağların püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu tabakaların, milyonlarca yıl boyunca doğanın yardımıyla aşınarak eşsiz bir yapı haline gelen, dünya üzerinde en yoğun olarak Nevşehir’de yer alan ve efsaneye göre perilerin ev sahipliği yapmış olduğu Peri Bacaları…

Doğanın eşsiz mucizesi ile insan eli yardımının birleştiği Peri bacalarının tarihi
Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. Geçmiş medeniyetlerin ülkemize bıraktığı en önemli tarihi miraslardan birisidir. Ortalama 60 milyon yıl öncesinde volkanik dağlar olan Erciyes, Güllü Dağ ve Hasan Dağı aktif olarak faaliyetteyken, püskürttükleri lavlar ve küller sonucu yumuşak bir tüf tabakası oluşmuş, esen rüzgarların, yağan kar ve yağmurların bu tüf tabakalarını aşındırması sonucunda günümüze kadar gelen peri bacaları oluşmuştur.
Doğa ananın biz insanlara armağan etmiş olduğu muazzam güzelliklerinden birisidir aslında. Peri bacalarının oluşumundan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bölgede ilk insan yerleşiminin Paleolitik döneme kadar uzandığı bilinmektedir.
Daha sonralarında içleri insanlar tarafından oyulan korunaklı bir ev ve ibadethane olarak kullanılan haline getirilmiştir. Hititliler’in yaşadığı dönemden sonra bölgeye yerleşen Hristiyanlar, Roma İmparatorluğu’nun baskılarından saklanmak için Peri Bacaları’nı sığınak olarak kullanmışlardır. Geçmiş dönemlerde volkanik külden oluşan bu doğal güzellikler daha fazla oyularak kilise olarak kullanılmıştır. ’ Harikalar Diyarı’’ olarak da adlandırılan bu bölge, bir dönem Hristiyanlığın en önemli merkezi haline gelmiştir. 1924 ve 1926 yılında yapılan anlaşma sonucunda Hristiyanlar tarafından terk edilmiştir. Ve bu nedenle tarihi eşsiz mimari örnekleri cennet ülkemizde kalmıştır.

Efsaneye göre perilerin yaşadığı peri bacaları
Peri bacalarının tarihi önemi gibi bir de efsanesi bulunmaktadır. Bu efsaneye göre bundan çok geçmiş dönemlerde çok çalışkan bir köylü yaşarmış bölgede. Peri bacalarının gölge olduğu bağlarından çok kaliteli üzümler yetiştirmektedir. Peri bacalarının içini oyup yerleştirmiş olduğu güvercinlikleri hiç yumurtasız kalmazmış. Yıllarca çalışarak geçirdiği ömrünün son dönemlerinde malını toplama zamanı gelip çattığında, tarlasına gitmek istemiş ancak eski gücü olmadığından bir peri bacasının eteğinde oturmuş ve ağlamaya başlamış. Köylü böyle üzülüp ağlarken, birden peri bacalarının içinden ellerinde meşaleler bulunan yüzlerce perinin çıktığını görmüş.
Bacanın içinden çıkan periler yaşlı adamın tarlasındaki buğdayları, bağlardaki üzümleri toplayıp depolara taşımışlardır. Ve işlerini hemencecik bitirip ortadan kayboluvermişler. Çalışkanlığının ödülü sonucu o geceden sonra periler her işinde yardıma koşmuşlar bu yaşlı köylüye. Köydekiler bu kadar yaşlı olan adamın tarlasının güzelliğine ve nasıl bu kadar baktığına anlam veremeseler de, gerçeği hiçbir zaman öğrenememişler. Yaşlı vakti geldiğinde ölüp gitmiş fakat peri bacaları sessizliğiyle bu sırrı hep saklamışlardır.

Peri bacalarının eşsiz özellikleri nelerdir?
En yoğun olarak Nevşehir’de bulunan, doğanın yardımıyla oluşmuştur. Koni şeklindeki gövdelerin üzerine şapkaya benzetilen sert kayalardan oluşmuştur. Görünümünün ziyaretçiler tarafından bu kadar ilgi çekmesinin en önemli nedeni tepesindeki kayaların şapkaya benzetilmesidir. İnsanlar tarafından yıllarca oyulan bu konik yapıyı tepesindeki şapka bir bütün olarak korumaktadır. Bu nedenle dış etkenlere karşı dağılmasını önlemektedir. Peri bacalarının gövdesindeki konik yapı volkan külünden, üstündeki şapka şekli sert kayalardan meydana gelmiştir. Doğanın bu mucizevi yapılarının, şapka kısmının sert kayalardan oluşmasından dolayı gövdesi, rüzgar, kar ve kısacası tüm diğer doğa olaylarına karşı muhteşem bir şekilde korunaklıdır. Bunun sonucu olarak insanlar yüzyıllarca bu yapıların içinde yaşamış ve saklanmışlardır. Doğanın sunan olduğu bu mimarı yapı geçmişten günümüze zarar görmeden bize ulaşmaktadır.

Peri bacaları ülkemizin neresinde bulunmaktadır?
Ülkemizde Nevşehir ilinin Kapadokya adı verilen bölgesinde yer alan bu şapkalı konik yapılar, en yoğun olarak Ürgüp, Avanos ve Uçhisar’ın oluşturduğu vadinin içinde yer almaktadır. Ürgüp’ün el yapımı bez bebekleriyle ünlü olan Soğanlı Vadisi’nde yüzlerce peri bacası oluşumunu görebilirsiniz. En yoğun bölgelerden biri olan, Avanos ve Göreme yolunda bulunan Paşabağ Vadisi’nde mantar şeklindeki peri bacalarının arasında sevdiklerinizle yürüyüş yapabilirsiniz. Uçhisar, Çavuşin, Kızılçukur gibi vadilerde bulunan peri bacalarının farklı özellikleri bulunmaktadır. Vadide bulunan bu peri bacaları ısı farkından dolayı renk değiştirmektedir. Ve ziyaretçilere adete görsel bir şölen manzarası sunmaktadır.
Nevşehir’in Göreme sınırları içerisinde kalan Aşk Vadisi’nde rengarenk toprakları ve bulunan birçok peri bacalarını fotoğraflayabilirsiniz. Ürgüp’ün çıkışında yer alan Üç Güzeller’de bu görkemli peri bacalarının bölge için simgeselleşmiş yapılarındandır. Kapadokya bölgesi dışında Van, Malatya, Afyon, Konya, Erzurum, Ankara ve Manisa da peri bacalarına rastlayabilirsiniz. Özellikle Afyon’un İscehisar bölgesinde yoğun olarak şapkasız ve şapkalı beri bacaları bulunmaktadır. Malatya’nın Arapgir ilçesinde yer alan ’’Kutanlı Peri Bacaları’’ küçük bir Kapadokya niteliğini taşımaktadır. Erzurum’un Norman ilçesinde bulunan kırmızı peri bacaları içerisinde bulunan demir elementi sayesinde, kırmızı renge bürünmüşlerdir. Son olarak yaşayan halkı tarafından ’’Kuladokya’’ olarak anılan Kula Peri Bacaları Manisa’nın Kula ilçesinde bulunmaktadır.