Gökçeada veya eski adıyla İmroz, Çanakkale’nin bir ilçesi ve Türkiye’nin en büyük adasıdır. Ege Denizi’nin kuzeyinde, Saros Körfezi girişinde yer almaktadır.
Rum Köyleri ile ünlü Gökçeada’nın tarihi
Tarih boyunca Avrupa ve Asya arasında köprü niteliği taşıyan, birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmış, huzurlu ve sakin havasıyla ziyaretçilerine keyifli bir seyahat deneyimi sağlayan, ülkemizin incilerinden Gökçeada eski ismiyle İmroz, Çanakkale’ye bağlı ülkemizin en büyük adası niteliğini taşımaktadır. Gökçeada tarihi boyunca Pers İmparatorluğu,Atina ve Bizans gibi büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. 1453 yılında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin ardından Bizans yenilgiye uğramış,Gökçeada’daki ilk Türk hakimiyeti kurulmuştur. Daha sonralarda imzalanan Lozan Antlaşması ile Gökçeada resmen Türkiye topraklarına katılmıştır.
Bazı destansı kaynaklara göre de tarihte yaşamış Poseidon’unun adası olarakta bilinmektedir. Günümüzde Rum köyleri ve evleriyle ziyaretçilerini büyük ölçüde etkileyen Gökçeada’nın bazı yerleşim yerlerinde Rumlar yaşamaya devam etmektedir. Yaz mevsiminde ayrı,kış mevsiminde ayrı güzel olan ve binlerce ziyaretçiye kapı açan Gökçeada’nın birçok meşhur Rum köyleri bulunmaktadır.

Gökçeada Tepelerde kurulan evleriyle meşhur KALEKÖY
Çanakkale’ye 62 kilometre uzaklıkta bulunan Gökçeada’nın birbirinden güzel birçok tarihi köyleri bulunmaktadır. Adanın deniz kenarında bulunan tek köyü Kaleköy, merkeze 4.5 kilometre uzaklıktaki tarihi Rum köyüdür. Tepelik alanlarda bulunan evlerinden adını almış bu köyde, kafe ve restaurantlar deniz kenarında yer almaktadır. Köy kahvaltısı ile meşhur bu mekanlarda sabahın ilk ışıklarında, denizin güzel manzarası eşliğinde kahvaltı edebilir ardından bir bardak dibek kahvesi içebilirsiniz. Gökçeada’nın en meşhur organik sabunlarını satan İmroza Sabun Atölyesi’nden doğal zeytinyağlı sabunlar satın alabilirsiniz.

Gökçeada gözdelerinden ZEYTİNLİKÖY
Gökçeada’nın merkezine 3.5 kilometre uzaklıkta bulunan Zeytinliköy,adanın bir başka ünlü Rum köylerindendir. Adından da anlaşıldığı gibi adanın etrafı zeytin ağaçları ile çevrilidir. Rengarenk Rum evleri,taş sokakları ve Rum kültürü kafeleriyle ziyaretçileri buraya çekmektedir. Köyün geleneklerinden biri haline gelmiş dibek kahvesini burada içmeden dönmek olmaz. Ayrıca adaya özgü yöresel tatlardan oluşan sakızlı muhallebi,sütlü börek tatlısı,karadut dondurması ve gözlemeye benzeyen bir Rum tatlarından olan Cicirca’yı deneyebilirsiniz.

Gökçeada Gözetleme noktası olan TEPEKÖY
Gökçeada’nın en yüksek tepesinde kurulmuş olan eski ismiyle Agridia yani Tepeköy,merkeze 9 kilometrelik bir mesafede yer almaktadır. Yaz aylarında Rum ev sahiplerini ağırlamakta olan bu köy,bazı kaynaklara göre tarihte adanın en yüksek tepesinde olması nedeniyle gözetleme noktası olarak kullanılmıştır. Tepeköy Rumların,ağustos aylarında kutladıkları Meryem Ana şenliklerine ev sahipliği yapmakta,şenlik zamanlarında köy içi ve sokakları rengarenk bir görsel şölene bürünmektedir. Rum döneminden kalma asırlık çınarıyla meşhur mesire alanı bulunmaktadır. Burada güzel bir piknik eşliğinde, Ege Denizi manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Çınaraltı ile birçok ziyaretçi akınına uğrayan Tepeköy’de,Gökçeada’nın tek tavernası da yer almaktadır.

Sessiz ve sakinliğiyle ünlü DEREKÖY
Gökçeada merkeze en uzak mesafede yer alır. Sessizliği ve sakinliğiyle ünlü bir diğer adıyla hayalet köy olarak da anılmaktadır. Dereköy,merkeze 15 kilometrelik mesafede bulunmaktadır. Eskiden Gökçeada’nın merkezi olan bu köyde adanın en büyük ve tarihi çamaşırhanesi yer almaktadır. Bir diğer önemli tarihi yerleri olarak bilinen Hagia Marina Kilisesi ve Koimesis Tis Theotokos Kilisesi 1800’lü yılların başında inşa edilmiş olup hala daha ibadete açıktır. Bu tarihi ve sessiz köyün önemli yerlerini gezdikten sonra biraz soluklanıp,oğlak tandır lezzetini tadabilirsiniz.

Gökçeada’ya nasıl ulaşım sağlarım?
Gökçeada’ya ulaşım sadece deniz yolu ile sağlanmaktadır. Çanakkale limandan kalkan feribot veya kendi aracınızla gelmeyi tercih ederseniz arabalı feribotları kullanabilirsiniz. Yolculuk ortalama 1 saat kadar sürmektedir. Gökçeada’da bir havalimanı bulunmakta ancak aktif olarak uçak seferleri yapılamamaktadır.

Yapmadan dönmeyin!
Gökçeada’nın tarihi Rum köylerini gezmeden, Kaleköy’de güneşi batırmadan, İmroza Sabun Atölyesine uğramadan,Zeytinliköy sokaklarında gezip Cicirca’yı denemeden ve bir bardak dibek kahvesi içmeden,Tepeköy’de bulunan tarihi Çınaraltı’nda eşsiz bir manzara ile birlikte piknik yapmadan ve Dereköy’de bulunan tarihi çamaşırhaneyi görmeden dönmeyin! Kendinize güveniyorsanız sörfçülerin cenneti olan bu yerde sörf deneyimi yaşayın.